BİLAL
BİN REBBAH
Küçük bir çocukken okula veyahut çarşıya
gittiğimde yemek yediğimde veya oturduğumda taso oynadığımda bazen ayağımda
topla tam kaleye giderken bi an durur ve yerimde kalakalırdım. Evet bir süre
hiç konuşmaz susar ve derin düşüncelere dalardım değişik kulağa yabancı fakat
kalbe çok yakın bir sesle. Ezanla. Özellikle sabahları geceyi aydınlatan bir
ses duyduğumda minarelerde titrerdim ürpertici doğru yol çağrısına. Merak
ederdim bu ses nasıl bu kadar güzel gelir ve anlamları nedir diyerek düşünür ve
uyuyakalırdım küçükken özellikle sabah namazında.
İşte bugün sizlere benim gibi bir çok
müslümanın gönlünde taht kuran namaz çağrısı olan ezanı ilk okuyan
Peygamberimizin karagülü ilk müezzin Bilali-i Habeşiyi anlatacağım.
Fakir bir köleydi Bilal mekke şehrinde.
Siyahmı siyah teni orta boyu ve zayıf cüssesiyle efendilerinin dediklerini
yapmaya çalışırdı. En kötü işlere koşar deve güder keçi sağardı.Bir gün
Peygamberimizin canı süt çekmiş ve almak için bir siyahiye gitmişti. Evet
keçiyi Peygamberimize süt vermek için sağan o siyahi Habeşli Bilaldi. Süt
sağarken küçük bir konuşma geçer ve peygamberimizin Bilalin kulaklarında daima
çınlayacak o lafı çıkar ağzından ''Allah birdir Bilal.'' İşte bundan sonra asıl
mücadele başlamıştır Bilal için. Aklında peygamberin bu sözü ve bu sözün
çerçevelediği bir kaç orunun cevabıynın getirdiği heyecanla Bilal putuna
tükürür. Allah birdir der. Allahtan başka ilah yoktur. Bunu duyarlar en azılı müşrikler.
Tabi bunlardan biride Bilalin sahibi Ümeyyedir ki puta tükürüşüne Hz.
Muhammedin yolundan gitmeye karar vermesine karşılık olarak Bilali kızgın
kumlar üzerinde bağlayarak taş koydurtacaktır karnına,boynuna ip bağlatım
Mekkeli çocuklar vasıtasıyla Mekke sokaklarında sürükleyecektir Siyah güneşi.
Ama o yılmayacak ve şu kelimeleri tekrar edecektir''Ehad'' Le İlahe İllallah
Muhammed-ün Resulullah''
Hz. Ebubekir gelir sonra durumu görecek ve
satın almak ister. Hamam böceği pislik nidalarıyla satr Bilali müşrik
ümeyye.Ebubekir alır ve azat eder. Azad olur ama mekkeli müşrikler gözünde hala
köle diye anılır. Bir gün mekkenin burjuvası Peygamberimizin yanına
gelir(Peygamberimizin yanında Bilal Ammar ve başka kişiler vardır) ve köleleri
kovarsa ancak onunla konuşacaklarını söylerler. Bunun üzerine En'am Suresi 52.
ayet iner.'' Rab’lerinin rızasını isteyerek sabah akşam O’na dua edenleri
yanından kovma. Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara
bir şey yok ki onları kovasın. Eğer kovarsan zalimlerden olursun. ''
Ne kovması onları iyice sahiplenir onları
mekkenin büyüklerine karşı. Çünkü Bilal ve diğerleri mekkenın büyükleri
olmasada gönüllerin tahtında oturanlardandır. Onun için Hz. Ömer şu sözleri
sarfetmiştir.''Köle Bilal benim efendimdir.''Bunu söyleyen ve eski bir köleyi
efendi ilan eden Ömer Kureysin asilsadelerindendir.
Gelelim asıl konuya.Bilal-i Habeşi yi
gönüllere sokan konuya yani Ezana. Namazın nasıl kılınacağı ne zaman kılınacağı
belirlenmiş fakat bunun için namaz vakitlerinde mü'minlerin uyarılması
gerekiyordu. Kimiler çan çalalım dedi kimileri boru üfleyelim dedi kimileri
ateş yakalım dedi. Fakat hristiyan yahudı ve zerdüşt şsaretleriydi bunlar
Peygamberimiz kabul etmedi. Aklında vardı aslında 2-3 gündür bir şeyler çünkü
Cebrail birşşeyler söylemişti. Bir gün Abdullah bin Zeyd ve Hz. Ömer aynı
rüyayı görür. Ertesi gün Abdullah bin Zeyd Hz. Peygamberimize anlatır, Gördüğü
rüya Ezan mısralarıdır. ''Oku'' der Hz. Muhammed. Okur Abdullah bin Zeyd Hz.
Ömerde tasdik eder. Sonrasında ise Peygamberimiz döner bir sahabeye ve derki
''Kun Ya Bilal müezzin! ''kalk Ey Bilal Ezan oku'' ve ilk ezan okunur.
Dili peltektir Bilalin birazcık. Hayyel
diyeceğine Heyyel der. Bunu münafıklar peygamberimize söylerler okuyamıyor
derler. Allah'ın Resul'ü şu cevabla korur yoldaşını.''Bilal'in Heyye'si sizin
Hayye'nizden hayırlıdır.''Ezanın içine girmişken Essalatü Hayrun minen nevm
konusunada açıklık getirelim. İbn Malik'ten rivayet edildiğine göre sabah
vaktinde Hz. Ömer'i uyurken gördüğü için,İbn ü Mace'den rivayete göre ise
Peygamberimizi uyurken görünce sarfetmiştir Bilal şu kelimeleri.''Namaz uykudan
hayırlıdır.''
Ezan faslının bitirip ileriki süreçte neler
olduğuna bakarsak. Hz. Muhammed(s.a.v.) vefat ettiğinde Bilali Habeşi
Hz.Ebubekir'e ''Toprağın altında Hz. Resulullah yatarken üstünde yürüyemiyorum
ben ya halife'' diyerek bütün ısrarlara rağmen Şam'a gitmiştir. Bir süre sonra
Peygamberimizi rüyasında görüp tekrar Medineye dönsede geri Şama dnmüş ve orada
vefat etmiştir. Ne doğal bir şeydir bu insana ölüm döşeğinde kendi sesinden
ezanı duyması uzaklardan. Allah Bilal-i Habeşi ve bütün İslam savaşçılarına
rahmet eylesin. Bizim de onlardan feyzlenmemizi nasib eylesin.
Seyit Murat Erdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder